KESK İzmir Dönem Sözcüsü Nihat Filiz tarafından okunan basın açıklamasında “Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenleri olarak yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz. Bu paketin IMF’in hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz. Kamusal hizmetlerin şirketlere devredilerek kamunun tasfiyesinin amaçlandığı neo liberal politikaların devamı niteliğindedir. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye yeni kaynak paketidir. Paketin içeriğinde ne var ne yok diye baktığımızda söylediklerimizin ne kadar haklı olduğu daha iyi görülecektir” denildi.
“Bu paket ile ne kadar tasarruf edileceğine dair net bir rakam telaffuz edilmese de 100-200 milyar TL arası olacağı tahmin edilmektedir” denilen açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“İKTİDAR GÖZÜNÜ KAMU HİZMETLERİNE VE KAMU EMEKÇİLERİNE DİKMEKTEDİR”
Pakette savunma ve güvenlik harcamaları tamamen istisna olarak tutulmuştur. Oysa son yıllarda bu alanlara devasa kaynak aktarımı söz konusudur. Önümüzdeki üç yılda savunma ve kamu düzeni/güvenlik harcamalarına bütçeden ayrılan pay yüzde 11,2’den yüzde 11,8’e yükselecek olup silahlanma harcamalarında dünyada ilk sıralara doğru hızla yükselmekteyiz. 2024-2026 yıllarını kapsayan üç yılda bu harcamalar için bütçeden toplam 4 trilyon 869 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Üstelik bu harcamalara Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nun (SSDF) kaynakları dâhil değildir. İktidar bir yandan da paket ile muhalefetin kazandığı belediyelerin elini kolunu bağlayarak hizmet sunamaz, yatırım yapamaz, personel alamaz hale getirmeyi amaçlamaktadır. Böylelikle halkın tepkisini kendisi üzerinden muhalif belediye yönetimlerine yönelterek gelecek seçimlerde kazanmayı istemektedir. İtibardan, faizden, Kamu Özel İşbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden, güvenlik harcamalarından, Saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir.
“MÜCADELE HATTI ÖRME SORUMLULUĞUYLA HAREKET EDECEĞİZ”
Biz kamu emekçileri ve onların gerçek temsilcisi KESK olarak; saldırı paketine karşı bir mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz. Bunun için Konfederasyonumuz öncelikle zaten yetersiz olan kamu yatırımlarının ve kamu personeli istihdamının kısılmasından, esnek ve uzaktan çalışma ile güvencesiz istihdamın arttırılmasına, angarya çalışmanın arttırılmasından ücretlerin düşürülmesine, lojmanların ve sosyal tesislerin satılmasından servis hizmetlerinin kaldırılmasına kadar uzanan saldırı paketine karşı bir mücadele programı oluşturacaktır. İktidarın Varlık fonu ve kamu bankaları kredileri ile bir anlamda paralel bütçe oluşturduğu gerçeğinden hareketle tüm bunlara karşı topyekûn bir mücadele hattına ihtiyaç olduğu açıktır. Bunun için mücadele programının tüm emek ve meslek örgütleri ile ortak bir program ve mücadele hattında buluşturulması için çabalarımız sürecektir. Mücadele programımız kapsamında yapacağımız eylem ve etkinliklerimizi ‘Yoksulluk, İşsizlik, Güvencesizlik Paketine Hayır. Emekçiler Tasarruf Paketi Altında Yürütülen Saldırı Politikalarına Sessiz Kalmayacak’ şiarı ile gerçekleştireceğiz.”