Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde düzenlenen iş birliği protokolü imza töreninde konuşan Bakan Özer, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde, sektörün eğitim süreçlerinin tamamına dâhil olduğuna dikkat çekti. Bakan Özer, konuşmasına şöyle devam etti:
SEKTÖRÜN TEMSİLCİLERİYLE MÜFREDATI GÜNCELLİYORUZ
“Sektörün tüm temsilcileriyle müfredatı birlikte güncelliyoruz. İşletmedeki beceri eğitimini birlikte planlıyoruz. Mesleki eğitimin kalitesi için çok kritik olan, alan ve atölye öğretmenlerimizin iş başı ve mesleki gelişim eğitimlerini birlikte planlamaya başladık ve gördük ki sektör de yıllardan beri aslında böyle bir bütünleşmeyi, iş birliğini arzuluyor.Eğitim verdiğimiz tüm alanlarda sektörün güçlü temsilcileriyle iş birliklerini kısa sürede tamamladık ve bir anda meslek liselerimize akademik olarak başarılı öğrencilerin yöneldiğini gördük.Artık meslek liseleri yüzde 1’lik başarı diliminden öğrenci almaya başladı. Mesleki eğitimde AR-GE çalışmaları, fikrî mülkiyetle ilgili çalışmalar yoğun bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Artık meslek liseleri; patent, faydalı model, marka tasarım tescilleri almaya ve bunları ticarileştirmeye başladı.

HEDEFİMİZ ÇIRAK-KALFA SAYISINDA 1 MİLYONUN ÜSTÜNE ÇIKMAK
Mesleki eğitim merkezleri, bizim tarihimizde çok köklü yeri olan ahilik kültüründeki çıraklık-kalfalık-ustalık eğitiminin ortaöğretim sistemindeki şekillenmiş hâli ama aynı zamanda Almanya’daki dual mesleki eğitimin de karşılığı. Yani haftada bir gün okula, diğer günler işletmeye gidilen hem okul temelli hem işletme temelli olmasından kaynaklanan ve eğitim alandaki istihdam oranı yüzde 88’in üzerinde olan çok önemli bir eğitim türü. 87 binlerden aldığımız mesleki eğitim merkezindeki öğrenci sayısını 2021’in sonunda 159 bine ancak ulaştırabilmiştik. Hedefimiz, 2022 yılının sonunda 159 bin olan çırak-kalfa sayısını 1 milyona ulaştırmak. Bugün itibarıyla, on ay gibi kısa sürede Türkiye’deki çırak-kalfa sayısı, 900 bin 675’e yükseldi. Yani hedefimiz kasım ayında 1 milyon çırak-kalfaya ulaşmak ve aralık ayında bir milyonun üzerine çıkarmak.
‘NE EĞİTİMDE NE İSTİHDAMDA’ ORANI OECD ORTALAMASINA YAKLAŞACAK
Artık özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin ‘Çırak-kalfa bulamıyorum.’ diye herhangi bir şikâyetleri yok. Türkiye’nin her noktasında artık çırakların, kalfaların işletmelerde çok görünür bir şekilde sayıları artmaya başladı. Bunun iki anlamı var. Birincisi, artık küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz önlerine koymuş oldukları ekonomik büyüme, gelişme ve bu ülkeye katkı verme hedeflerine çok kolay bir şekilde ulaşacaklar çünkü insan kaynağıyla ilgili ihtiyaçları bu vesileyle karşılanmış olacak. İkincisi, tüm ülkeler için en kritik olan işsizlik oranının düşürülmesine katkı sağlayacak. OECD’nin kullandığı çok önemli bir gösterge var: ‘Ne eğitimde ne istihdamda’. Yani bir genç ya eğitimde olmalı ya istihdamda olmalı. Ne eğitimde ne istihdamdaysa o zaman bir problem var demek. Türkiye’nin bu oranı yüzde 30’lar civarında ama OECD ortalaması yüzde 15’ler civarında. İşte bu attığımız adımla ben inanıyorum ki 2022 yılının sonunda Türkiye’nin ‘ne eğitimde ne istihdamda’ oranı, OECD ortalamasına yaklaşacak. Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitimi güçlendirirken aynı zamanda genç işsizliğin azaltılmasına da çok önemli bir katkı sunmuş olacağız.”